Duygusal Acının Katlar Çalışmasıyla Şifalanması
Acı, fiziksel olduğunda, biyolojik olarak beden bununla nasıl savaşacağını biliyor… Ya da şöyle demek lazım, beyin fiziksel acıyı ve/veya fiziksel yarayı kavrayabildiği için, oluştuğu an fiziksel iyileşme için çalışmaya başlıyor.
Ama insan sadece beden değil; tam tersine insanı var eden enerji düşünce ve duygudan besleniyor. Düşünce ve duygu ise, beden gibi kolay görülebilir veya ölçülebilir değil!
İnsanın her duygu ve düşüncesi onda o an fark edebildiği veya edemediği bir takım kimyasal reaksiyonlara sebep oluyor. Örneğin acı çektiğimiz zaman ile mutluluktan ağlarken ki göz yaşlarımızın kimyasal içerikleri incelendiğinde bambaşka oldukları bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
O halde farkına vardığımız ve aslında çoğunlukla farkına varmadığımız kimyasal “normallikler” neler olabilir ki, bizler bağımlı sayılabilecek kadar benzer duygulanımları yaratacak düşünce kalıplarına sıkışırız? Örneğin melankoliyi kendi normali sayan biri, mutlu olduğunda farkına varmadan “normalim bu değil, kendime melankoli sebebi yaratayım” şeklinde bir düşünceyle onu yaratacak seçimler yapabilir ya da düşünceyle var olmayan gerçeklikler yaratabilir mi?
Evet.
Nasıl mı? Kendisine mutsuzluk getirecek ilişkiler yumağına bulanabilir veya o tür filmler izleyebilir veya kaderin kendisine mutluluk yazmadığı gibi bir zan ile “batsın bu dünya” diyebilir!
Yazının başlangıcındaki tanımlanamayan duygusal acılara gelirsek, eğer kişinin normali melankoli değilse ve aniden taşıyamayacağı bir duygusal travma yaşarsa ne olur?
Örneğin birine çok aşıksınızdır ve bir anda aşık olduğunuz kişi başkasıyla evlenirse ne yaparsınız? Özgüvenli ve özgücünün farkında olan biri, bu durumu yaşamın bir getirisi olarak kabul eder ve sevdiği kişiyle yaşadıklarını güzel bir anı kabulüyle, acısını da onurlandırarak, yoluna devam eder. Burada kendi dışında bir yaratıcının ilahi eli, “hayrlısı olsun” kelimeleriyle kendisini ifade eder.
Ancak özgüveni ve özgücü olmayan biri için bilinçli seçim söz konusu değildir ve beyin bilinçsizce duygusal acıyla başa çıkmanın yollarını arar! Bu yollardan biri savunma; bir daha aşık olmamaya çalışma gibi, olabilir, diğeri ise suçlama; aşık olduğu kötü biriydi veya aşık olduğunun evlendiği kişi, orospunun teki veya zengin ahlaksızın biri olabilir, düşünceleridir… Daha da uç noktada, olan biten her şeyin, ilahi el ile açıklanamayacağı yaklaşımıyla, şeytani bir gücün, mesela büyü gibi, yapıldığına dair bir başka savunma yaklaşımına geçilir. Yani kişi ayrılığı normal kabul edemediği için der ki, “biz bir arada olmalıydık ancak birileri bize büyü yaptı!”
İnsan kavramalıdır ki, kendi varoluşunda kendisinden daha büyük bir güç yoktur! Bu güç neyle beslenirse o yönde gelişir ve bu güç hangi yönde zaaf geliştirirse, o yönde kişi psikolojik veya fiziksel hastalıklara maruz kalır. Birileri sizi, siz istemeden üzemez! Birileri size, siz koşullarını yaratmadığınız sürece, psikolojik şiddet uygulayamaz. Sizin enerji alanınıza, büyü adı altında herhangi enerji ancak siz izin verirseniz, giriş yapabilir! En büyük enerji insanın kendisi ve en güçlü enerji alanı kendisinin etrafında yarattığı alandır. Ya bunu fark ederek duygu ve düşüncede kendi özgücünüzü beslersiniz, ya da başkalarının sizin özgücünüzü alması için vesileler yaratırsınız. Nihayetinde insan kendisi dışında aramayı seçen bir varlıktır ve özgücünden vazgeçmeye bilinçsizce razı olanlar, özgücünü bilinçsizce arttırmaya çalışanların enerji kaynağı olurlar!
Bu durumdan, yani en uç noktada bilinçsiz seçimler sonunda oluşan kısa devreler; bir başka ifadeyle takıntılardan, kurtulmak mümkün müdür? İnsan istediği sürece, evet. Takıntılarına bağımlı olmuş, onlarla var olurken kendisini tüketmeyi seçmiş kişiler için kurtarma vaadi veren çok, para aldıktan sonra ortadan kaybolan veya “sana şeytan girmiş, cin musallat olmuş” diyen daha da çoktur!
Sonuç olarak, Tragna, özgüveni besleyen ve özgücünü, Tragna Yolcusu’nun tercih etmesiyle birlikte, yükselten bir Astral Projeksiyon ve Sistem İnşası’dır. Katlar Çalışması, kendisini sembollerle gösteren pek çok duygusal ve düşünsel enerjinin 3 boyutlu ifadesidir. Ozan Saki ile çalışırken, Katlar’da denk gelen ve kişinin özgücünü elinden alan duygusal ve düşünsel kalıplar teker teker kabullenilir, onlarla anlaşma yapılır ve anlaşma sağlandığı andan itibaren onlar Tragna Yolcusu’na engel olmaktan çıkarlar. Bu açıdan ifade etmek gerekirse, Tragna, kişisel gücü bilinçlice yönetme sanatı ve kişisel enerji alanını da, astral uygulamalarla, bilinçlice genişletme yöntemidir.